İstanbul'da bir akşamüstü, hayat normal akışında ilerliyordu sanki. Ta ki o telefon konuşmasına kadar. 17 yaşındaki genç kız, belki de hayatının en sıradan gününü yaşıyordu ama kader onun için çok daha karanlık bir senaryo yazmıştı.
Olay, Esenyurt'ta meydana geldi. Genç kızla arasında 'kız meselesi' olduğu iddia edilen şüpheli, önce telefonla aradı. Konuşma kısa sürdü - belki de çok uzun sürdü, kim bilir? Ardından buluşma kararı alındı. Genç kız, hayatının bu son buluşmasına giderken ne düşünüyordu acaba?
Son Buluşmanın Kanlı Bitişi
Buluştular işte. Kelimeler havada uçuştu, sesler yükseldi. Tartışma derinleştikçe derinleşti. Ve sonra... o an geldi. Şüpheli, daha 17 baharını yaşayan bu genç kızın hayatına son vermek için bıçağa sarıldı. Bir, iki, belki de daha fazla sayıda bıçak darbesi...
Ortalık kan revan içinde kaldı. Çığlıklar havayı yardı, komşular pencerelere üşüştü. Ama her şey için çok geçti. Genç kız, oracıkta son nefesini verdi. Hayaller, planlar, umutlar - hepsi bir anda sönüverdi.
Kaçış ve Yakalanış
Katil zanlısı, işini bitirir bitirmez oradan uzaklaştı. Belki de yakalanmayacağını düşünüyordu. Ama modern dünyada kimse sonsuza kadar kaçamaz. Güvenlik kameraları, telefon sinyal verileri, tanık ifadeleri - hepsi bir araya geldi.
Polis ekipleri hiç vakit kaybetmedi. Olay yerinden toplanan deliller, zanlının izini sürmelerini sağladı. Ve nihayetinde, katil zanlısı yakalandı. Şimdi, adaletin soğuk yüzüyle karşı karşıya.
Esenyurt Cumhuriyet Başsavcılığı devreye girdi. Soruşturma derinleştiriliyor. Zanlının ifadesi alındı, deliller toplanıyor. Peki ya aile? Onlar için hayat artık eskisi gibi olmayacak. Bir evlat acısı ki tarifi yok.
Toplumsal Yaranın Derinliği
Bu olay, aslında hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçeği bir kez daha hatırlattı. Gençler arasındaki anlaşmazlıklar neden bu kadar şiddetli sonuçlara varıyor? 'Kız meselesi' denilen o absürt kavram, nasıl oluyor da bir gencin hayatına mal olabiliyor?
Uzmanlar yıllardır uyarıyor: Gençler arasında şiddet eğilimi artıyor. Sosyal medya, akran baskısı, iletişimsizlik... Bütün bunlar bir araya gelince, böyle trajediler kaçınılmaz oluyor. Peki çözüm ne? Kim bilir, belki de daha fazla iletişim, daha fazla sevgi, daha fazla anlayış...
Bu genç kızın hikayesi, aslında hepimizin hikayesi. Toplum olarak düşünmemiz gereken çok şey var. Bir daha böyle bir trajedi yaşanmaması için hepimize görev düşüyor. Unutmayalım ki, her kayıp bir insan - ve her insan bir dünya.