Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve bir sitede 44 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan yıkım ile ilgili dava, kent adliyesinde görüldü. Kahramanmaraş 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sorumlular hakkında açılan davada sanıklar ve mağdur yakınları hazır bulundu.
Sanıkların Savunmaları ve İstekleri
Duruşmada, sitenin müteahhidi H.Ç. (54) ile dönemin Dulkadiroğlu Belediyesi İmar Müdürü A.Ö. ve müdür yardımcısı S.B. kamu görevlileri sanık sandalyesindeydi. Müteahhit H.Ç. hakkında, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Tutuklu sanık H.Ç., suçlamaları kabul etmeyerek kendini savundu. H.Ç., "35 yıldır market işi yapıyorum. Ben de mağdurum. Ben inşaat yaptırdım, yapmadım. Alınan malzemeleri bilmem, ustalar en iyisini almıştı. Müteahhidim ama anlamam, ilkokul mezunuyum" ifadelerini kullandı. Sanık, projeye uygun market yapılmasını istediklerini ve en iyi malzemelerin alındığını öne sürerek, "Yakınlarım rahmetli oldu. Hapis yatıyorum suçum yok tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Kamu görevlileri A.Ö. ve S.B. ise önceki beyanlarını tekrarlayarak suçlamaları kabul etmediler ve beraat talebinde bulundular. Tutuksuz diğer sanıkların avukatları da aynı şekilde beraat istedi.
Mağdur Yakınlarının Sözü ve Mahkemenin Kararı
Mahkeme başkanı, sanık savunmalarının ardından müştekilere ve site sakinleri ile yakınlarına söz verdi. Katılan vekillerin beyanları alındıktan sonra, mahkeme heyeti duruşmayı 10 Nisan tarihine erteleme kararı aldı.
Adliye çıkışında konuşan depremzedelerden Nevres Akkaya, yaşananları ve adalet beklentilerini dile getirdi. Akkaya, "Binanın asıl yıkılmasına sebep asma katın olduğu ortada. Bilirkişi raporları da ortaya koyuyor. Bunlara rağmen halen istediğimiz neticeyi almakta zorlanıyoruz" dedi. Sözlerini, "Adalete güveniyoruz umudumuzu kaybetmiyoruz" diyerek tamamladı.
Davanın Toplumsal Yansımaları
Olay, deprem bölgelerindeki yapı denetimi ve sorumluluklar konusunu bir kez daha gündeme taşıdı. 44 kişinin hayatını kaybettiği bu trajedi, inşaat süreçlerindeki denetim mekanizmalarının ve hesap verebilirliğin ne kadar hayati olduğunu acı bir şekilde hatırlattı. Mağdur aileler, davayı yakından takip ederek adaletin tecelli etmesini bekliyor.
