İstanbul'da Sokak Ortasında Dehşet: 'Kardeşimin Ölümünden Sorumlusun' Diyerek Silah Çekti ve Tekmeledi!
İstanbul'da Sokak Ortasında Silahlı Dehşet

İstanbul'da adeta bir aksiyon filminden fırlamış gibi duran bir olay yaşandı. Sıradan bir günün sıradan bir anında, sokağın ortasında ansızın patlayan öfke, her şeyi altüst etti.

Olay anını gösteren kamera kayıtları insanın tüylerini diken diken ediyor. Bir adam, diğerine doğru hızla yürüyor ve yüzündeki ifadeden kan beynine sıçramış durumda olduğu anlaşılıyor. "Kardeşimin ölümünden sorumlusun!" diye bağırıyor, sesindeki o titreme öfkenin sınır tanımaz halini ele veriyor.

Ve sonra... silahını çekiyor. O an her şey donuyor. Kurban, ne olduğunu anlamaya çalışırken, silah sesleriyle irkiliyor. Yere yığılıyor - belki vurulduğu için, belki de korkudan ayakta duramadığı için.

Ama saldırganın öfkesi dinmiyor. Yerde yatan adamı tekmelemeye başlıyor. Her tekme, insanlığa vurulmuş bir darbe gibi. Sokakta birkaç kişi olup biteni uzaktan izliyor, kimse müdahale edemiyor - belki de korkudan donup kaldılar.

Olay Yerinde Kaos

Sokak ortasında yaşanan bu dehşet görüntüleri, İstanbul'un hangi semtinde olduğunu açıklamak istemiyoruz - zaten böyle bir olayın nerede yaşandığının pek de önemi yok. Önemli olan, şehrin göbeğinde böylesine vahşi bir sahnenin yaşanabilmiş olması.

Olaydan sonra bölgeye güvenlik güçleri sevk edildi. Fakat - ve bu kısmı gerçekten anlamak zor - saldırgan olay yerinden uzaklaşmayı başardı. Nasıl mı? İşte onu da tam olarak çözebilmiş değiliz.

Arkada Yatan Hikaye

Peki bu öfke nereden geliyor? Görünüşe göre saldırgan, kurbanı kardeşinin ölümünden sorumlu tutuyor. Ama işin aslı nedir, gerçekten böyle bir sorumluluk var mı? Yoksa bu, öfkenin gözünü kör ettiği bir yanılgı mı?

Bu tür olaylar bize şunu hatırlatıyor: İnsan denen varlık, öfkeyle karışınca ne hale geliyor. Sokak ortasında silah çekmek, yerde yatan birini tekmelemek... Bunlar hangi akla, hangi mantığa sığar?

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Güvenlik kamerası görüntüleri inceleme altında - ki zaten görüntüler o kadar net ki, sanırım yakalanması an meselesi. Ama asıl soru şu: Böyle bir olay bir daha yaşanmaması için ne yapmalı?

İstanbul'da gün geçmiyor ki bir şiddet haberiyle sarsılmayalım. Bu son olay ise adeta bardağı taşıran son damla gibi. İnsan ister istemez düşünüyor: Nereye gidiyoruz biz?