Ankara'da Acılı Anne: Çocuklarımın Katili Babaları, Mezarları Anı Bahçesi Oldu
Çocuklarını Kaybeden Anne Mezarlığı Anı Bahçesine Çevirdi

Ankara'da yaşanan ve toplumu derinden sarsan bir aile trajedisinin ardından, acılı anne Cemile Yıldız, hayatını kaybeden çocuklarının anısını yaşatmak için olağanüstü bir adım attı. Boşanma sürecinde olduğu eşi tarafından öldürülen 14 yaşındaki Yağız ve 11 yaşındaki Doğa'nın mezarlarını, bir anı bahçesine dönüştürdü.

Bir Annenin Tarifsiz Acısı ve Yaşam Mücadelesi

Anaokulu öğretmeni ve yoga eğitmeni Cemile Yıldız (40), inşaat mühendisi Murat Keklik (46) ile yaşadığı şiddetli geçimsizlik nedeniyle 25 Nisan 2024 tarihinde boşanma davası açmış ve eşi hakkında uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Psikolojik sorunları olduğu belirtilen Keklik, 2 Temmuz 2024 tarihinde, görüşme bahanesiyle yanına aldığı oğlu Yağız ve kızı Doğa'yı tabancayla öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti.

Çocuklarının cenazeleri Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki mezarlığa defnedildi. Yaşadığı büyük acıyla baş etmeye çalışan anne Yıldız, mezarlıkta bulunan alanı tamamen yeniledi. Çocuklarının fotoğrafları, kişisel eşyaları, anı objeleri, rengarenk çiçekler ve özel ışıklandırmalarla süslediği alan, gerçek bir hatıra bahçesi haline geldi.

"Derin Nefes Aldığım Tek Yer Burası"

Cemile Yıldız, çocuklarının yanına kendi mezar yerini de hazırlattı ve mezar taşına 'Yağız'ın ve Doğa'nın annesi' yazdırdı. Yıldız, "Bizim bahçemiz diyorum ben buraya. Hiçbir anne evladını toprağa vermek istemez. Olabildiğince canlı tutmaya çalışıyorum. Derin nefes alabildiğim tek yer burası benim. Her gün ziyaret ediyorum" ifadelerini kullandı.

Yıldız, evinde de çocukları için bir anı odası oluşturduğunu belirterek, "Gündüz bir şekilde geçiyor da gece geçmesi çok zor. Onlardan kalan son eşyalar bu odada. Gece odaya girip 'İyi geceler' demeden yatmıyorum" dedi.

"Katliam Yapacağım" Tehditleri Dikkate Alınmadı

Acılı anne, yaşadığı süreci anlatırken, sistemdeki eksikliklere dikkat çekti. Yıldız, boşanma davası sonrası sürekli tehdit mesajları aldıklarını, uzaklaştırma kararı çıktıktan sonra polislerin eşini evden almaya geldiğinde Keklik'in "Katliam yapacağım, çocukları da öldüreceğim" dediğini aktardı. Ancak bu tehditler yeterince ciddiye alınmadı.

Yıldız, 1 Temmuz'da mahkeme kararıyla çocuklarını babalarına teslim etmek zorunda kaldığını, çocuklarının gitmek istemediğini ancak yasal zorunluluk nedeniyle gönderdiğini söyledi. Çocukların gider gitmez "Anne bizi al, babam çok öfkeli" diye mesaj atmaya başladıklarını belirten Yıldız, ertesi gün yaşanan faciayı şu sözlerle anlattı: "2 Temmuz akşamı Yağız beni görüntülü aradı. Telefonu babası çevirdi. Elinde silah vardı. Doğa'nın sesi çıkmıyordu. Meğerse Doğa'ma kıymış. Yağız'a kardeşinin ölümünü göstermiş. Sonra Yağız'ın da ölümünü bana göstermek için aradı."

Şiddet Mağduru Tüm Kadınlar İçin Ses Oluyor

Cemile Yıldız, bu röportajı kabul etme nedeninin, kendi gibi mağdur olan kadınlara ses olmak olduğunu vurguladı. "Bir kadın şikayet ediyorsa göz ardı edilmemeli" diyen Yıldız, "Tehlike zaten belli. Tehdit eden, şiddet eğilimli olan belli. Şu anda tehdit alan bir sürü kadın var. Bu zulmü birinin durdurması gerekiyor" çağrısında bulundu.

Yaşadığı acıyı, çocuklarının adını yaşatarak hafifletmeye çalışan Yıldız, bir de umut projesi başlattı. Sanatçı Gülben Ergen'in başkanı olduğu Çocuklar Gülsün Diye Derneği ile iş birliği yaparak, Yağız ve Doğa'nın adına bir anaokulu yaptırmak için çalışmalara başladı. "İnşallah önümüzdeki sene Yağız'ın ve Doğa'nın adına bir okul olacak. Çocuklarımın adını yaşatmaya kendi kendime söz verdim" dedi.

Cemile Yıldız'ın hikayesi, aile içi şiddetin ulaştığı korkunç boyutları ve koruma mekanizmalarındaki kritik eksiklikleri bir kez daha gözler önüne sererken, bir annenin tarifsiz acısına rağmen hem anıları yaşatma hem de başka kadınların hayatını kurtarmak için verdiği mücadele, topluma derin bir mesaj veriyor.