Birleşmiş Milletler (BM), Batı Afrika ülkesi Benin'de gerçekleşen ve başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimini şiddetle kınadı. BM yetkilileri, olayı derin endişeyle izlediklerini ve ülkenin anayasal düzenine tam destek verdiklerini duyurdu.
BM'den Sert Tepki ve Destek Mesajı
BM Genel Sekreteri'nin Batı Afrika ve Sahel Özel Temsilcisi Leonardo Santos Simao, bugün yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti. BM Stratejik İletişim ve Kamu Bilgilendirme Ofisi aracılığıyla yapılan yazılı açıklamada, Simao'nun, Anayasa'yı ve hukukun üstünlüğünü ihlal eden bu girişimi "şiddetle kınadığı" ifade edildi. Açıklamada, bu tür eylemlerin ülkenin istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturduğunun altı çizildi.
Simao, darbe girişiminin engellendiğine dair haberleri memnuniyetle karşıladığını da sözlerine ekledi. BM Temsilcisi, Benin hükümetine, Cumhurbaşkanı Patrice Talon'a ve Benin halkına yönelik desteğini bir kez daha yineledi.
Darbe Girişiminin Ardından Yaşananlar
Darbe girişimi, Yarbay Pascal Tigri liderliğindeki bir grup asker tarafından gerçekleştirildi. Kendilerini "Yeniden Kuruluş Askeri Komitesi" olarak adlandaran grup, devlet televizyonuna yaptıkları bir yayınla iktidarı ele geçirdiklerini duyurdu. Askerler, "hükümetin feshedildiğini" ve Cumhurbaşkanı Patrice Talon'un ve tüm devlet yetkililerinin görevden alındığını ilan etti.
Ancak girişim kısa sürede kontrol altına alındı. Benin İçişleri Bakanı Alassane Seidou, duruma müdahale eden Silahlı Kuvvetler ve onların komuta kademesinin, durumu kontrol altında tutmayı ve girişimi başarısızlığa uğratmayı başardığını açıkladı.
BM'nin Bölgesel Taahhüdü Devam Ediyor
BM açıklamasının devamında, BM Batı Afrika ve Sahel Ofisi'nin (UNOWAS) bölgesel ortaklarıyla koordinasyon içinde çalışmaya devam edeceği vurgulandı. Ofis, Benin'in barış, demokrasi ve istikrarı güçlendirme çabalarını desteklemeyi sürdüreceğini taahhüt etti. Bu açıklama, BM'nin bölgedeki anayasal düzenin korunmasına verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serdi.
Yaşanan bu olay, Batı Afrika bölgesinde demokratik yönetimlere yönelik tehditlerin devam ettiğini hatırlatırken, uluslararası toplumun anayasal süreçlere desteğinin önemini de ortaya koydu.
