Sanayi sektörünün vazgeçilmez hammaddesi bakır, fiyat bazında tarihi bir sıçrama yaşadı. Londra Metal Borsası'nda (LME) bakırın ton fiyatı 12.031 dolara yükselerek, tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Bu rakam, kırmızı metali sembolik 12 bin dolar eşiğinin de üzerine taşıdı.
Rekorun Arkasındaki Nedenler: Vergiler ve Arz Sıkıntısı
Bakır fiyatlarındaki bu olağanüstü yükselişin arkasında iki temel faktör öne çıkıyor. İlki, ABD'nin gündemde olan gümrük vergisi planları. Tüccarlar, olası ek vergilerden kaçınmak için ABD'ye yoğun bakır sevkiyatı yaparak talebi artırıyor. İkinci ve belki de daha kalıcı etki ise küresel arz tarafından geliyor.
Amerika, Afrika ve Asya'daki önemli madenlerde yaşanan üretim sorunları, piyasada ciddi bir arz açığı endişesini körüklüyor. Deutsche Bank analistleri, sektördeki büyük firmaların bu yılki üretiminin %3 oranında azalmasını ve bu düşüş eğiliminin 2026'da da sürmesini bekliyor.
Çin'e Rağmen Yükseliş ve Yıllık Performans
İlginç olan, dünya bakır tüketiminin neredeyse yarısını tek başına gerçekleştiren Çin'de talebin zayıf seyretmesine rağmen fiyatların tırmanışa geçmesi. Bu durum, arz tarafındaki sıkıntıların ve spekülatif alımların ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Son güncel verilere göre bakır, Londra Metal Borsası'nda %0,9 değer kazandı. Yıllık bazda bakıldığında ise artış oranı %37'ye ulaşarak, bakır 2009 yılından bu yana en büyük yıllık performansını sergilemiş oldu. Bu, altın ve gümüşten sonra emtia piyasalarından gelen bir diğer rekor haber.
Piyasaya Etkileri ve Beklentiler
Bakır, elektrik, inşaat ve otomotiv gibi onlarca sektör için temel girdi olduğundan, bu kadar keskin bir fiyat artışı küresel ekonomi üzerinde enflasyonist baskı oluşturma potansiyeli taşıyor. Tüccarların ve yatırımcıların odak noktası, arz kesintilerinin ne kadar süreceği ve ABD'nin ticaret politikalarında nasıl bir yol izleyeceği üzerinde.
Mevcut koşullar değişmediği sürece, bakır fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmeye devam etmesi ve hatta daha da artabileceği yönündeki beklentiler piyasada ağırlık kazanıyor. Tüm bu gelişmeler, emtia piyasalarının küresel jeopolitik ve ekonomik dalgalanmalara ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
