Küresel petrol piyasaları, Latin Amerika'dan Orta Doğu'ya uzanan iki ayrı gerilim hattının etkisiyle hareketli bir seyir izliyor. ABD'nin Venezuela'ya yönelik abluka uygulaması ve Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki vekalet savaşının tırmanması, siyah altının fiyat grafiğini ve arz güvenliğini doğrudan etkiliyor.
Venezuela'da Abluka ve Petrol Arzına Darbe
Latin Amerika'nın önemli petrol üreticisi Venezuela'da yaşananlar, küresel tedarik zincirini sarsıyor. ABD'nin ülkeye yönelik abluka uygulamasının ardından, Karakas yönetimi önemli bir petrol bölgesindeki kuyuları kapatmaya başladığını duyurdu. Venezuela ayrıca, ABD'nin bir yükleme tesisine saldırdığını iddia etti.
Bu gelişmeler, Venezuela'nın dünya pazarlarına petrol sevkiyatını ciddi şekilde sekteye uğratma potansiyeli taşıyor. Ülkenin tankerlerine uygulanan abluka, petrolün uluslararası dolaşımı açısından büyük bir engel olarak öne çıkıyor ve piyasalarda tedirginliğe yol açıyor.
Körfez'de Tırmanan Vekalet Savaşı ve Mukalla Limanı Operasyonu
Petrol haritasının diğer kritik noktası ise Orta Doğu'da bulunuyor. Suudi Arabistan ile BAE arasındaki gerilim, Yemen'deki vekalet savaşı üzerinden yeniden alevlendi. Suudi Arabistan, BAE bağlantılı kanalların Yemen'in güneyindeki ayrılıkçılara silah sağladığını öne sürdü.
Bu iddiaların ardından Suudi Arabistan, BAE destekli Güney Geçiş Konseyi'ne (STC) bağlı olduğu belirtilen silah depolarını hedef aldı. Operasyonun odağında, Yemen'in doğusundaki Hadramut vilayetinde bulunan ve stratejik öneme sahip Mukalla Limanı vardı. Suudi yetkililer, BAE'deki Fujairah limanından iki gemiyle silah getirildiğini ve bu gemilerin resmi izin alınmadan Mukalla'ya ulaştığını açıkladı.
Arap Koalisyonu Sözcüsü, operasyonun Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi'nin talebi doğrultusunda gerçekleştirildiğini belirtti. Suudi Arabistan, BAE'yi Yemen'deki askerlerini 24 saat içinde çekmeye ve silahlı gruplara desteğini kesmeye çağırdı. BAE'den ise konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama gelmedi.
Piyasaların Tepkisi ve Petrol Fiyatlarındaki Dalgalanma
İki cephede yaşanan bu jeopolitik şoklar, petrol piyasalarında anında yankı buldu. Küresel risklerin arttığı bir ortamda, Brent petrolünün varil fiyatı yüzde 2'lik bir artışla 61,56 dolardan işlem görmeye başladı.
Ancak bu kısa vadeli yükseliş, petrolün genel performansını gizleyemiyor. Yıl boyunca devam eden arz bolluğu beklentilerinin de etkisiyle, petrol 2025 yılında değerinin yüzde 20'sini kaybetti. Bu oran, 2020 yılından bu yana kaydedilen en sert yıllık düşüş olarak dikkat çekiyor.
Riyad ve Abu Dabi, küresel petrol tedarik zincirinin en hayati arterlerinde söz sahibi ülkeler konumunda. İki müttefik ülke arasındaki gerilimin derinleşmesi, yalnızca bölgesel değil, küresel anlamda da jeopolitik risk primi artışına ve dağıtım ağlarında aksamalara yol açabilecek bir potansiyel taşıyor. Önümüzdeki günlerde, hem Venezuela'daki ablukanın seyri hem de Körfez'deki diplomatik kanallardan gelecek açıklamalar, petrol fiyatlarının yönünü belirleyecek anahtar faktörler olacak.