Dünya genelinde İsrail'in Gazze'de yürüttüğü operasyonlara tepki olarak büyüyen boykot hareketi, destekçisi olarak görülen küresel markaları ekonomik anlamda zor durumda bırakmaya devam ediyor. Bu markalardan biri olan Starbucks, artan toplumsal tepkiler ve düşen satışlar nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri genelinde yaklaşık 400 mağazasını kapatma kararı aldı.
Boykotun Ekonomik Bilançosu Ağır Oldu
Özellikle New York, Los Angeles ve Chicago gibi büyük metropollerde "her köşe başında" olma stratejisiyle bilinen Starbucks, Gazze'deki olaylara karşı sessiz kalması ve İsrail'e verdiği destek iddiaları nedeniyle başlayan küresel boykot kampanyasının sert darbesini yedi. Şirketin CEO'su Brian Niccol, kapanma gerekçesi olarak mağazaların birbirine yakınlığı ve uzaktan çalışma gibi faktörleri öne sürse de, sektör analistleri asıl etkinin tüketicilerin etik duruş nedeniyle markadan uzaklaşması olduğunu vurguluyor.
CNN'in aktardığı rakamlara göre, Starbucks yalnızca New York'ta 42 şubesini kapatacak. Bu sayı, kentteki toplam mağazaların neredeyse %12'sine denk geliyor. Los Angeles'ta 20'den fazla, Chicago'da 15 ve San Francisco'da ise 7 mağazanın kapanması planlanıyor.
Tahtını da Kaybetti: Manhattan'da Liderlik Bitti
New York merkezli araştırma kuruluşu Center for an Urban Future'un verileri, boykotun marka üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Uzun yıllar Manhattan'ın en büyük zincir kafesi unvanını elinde tutan Starbucks, bu tahtı Dunkin'e kaptırdı. Uzmanlar, bu gerilemenin sadece ekonomik dalgalanmalardan değil, aynı zamanda tüketicilerin etik ve politik duruşa verdiği tepkinin doğrudan bir sonucu olduğunu belirtiyor.
Türkiye ve Avrupa'ya Sıçrar mı?
ABD'deki mağaza kapanışlarının hız kazanması, gözleri Türkiye ve Avrupa pazarlarına çevirdi. Starbucks'tan bu bölgeler için henüz resmi bir açıklama gelmezken, Türkiye'de de markaya yönelik boykot çağrıları sosyal medya ve çeşitli platformlarda sürüyor. Tüketici tepkisinin küresel çapta ne kadar yayılacağı ve şirketin bu duruma karşı nasıl bir strateji izleyeceği merakla takip ediliyor.
Son gelişmeler, dünyanın dört bir yanında yaşanan insanlık dramları karşısında sessiz kalan veya taraf olarak algılanan küresel şirketlerin, tüketici vicdanından kaynaklanan ekonomik sonuçlarla karşı karşıya kalabileceğini bir kez daha gösterdi. Gazze'de devam eden insani kriz, uluslararası arenada yalnızca diplomatik değil, aynı zamanda ekonomik cepheler de açıyor.
