Dünya prömiyerini 82. Venedik Film Festivali'nde yapan ve Gümüş Aslan ödülü alan 'Hind Rajab'ın Sesi' adlı film, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen özel bir gösterimle Türkiye'deki seçkin bir davetli topluluğuna sunuldu. Gösterim, 16 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirildi ve sinemanın bir sanat dalı olmanın ötesinde, güçlü bir hafıza ve tanıklık aracı olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Üst Düzey Katılımla Anlamlı Gece
Özel gösterime, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan başkanlık etti. Etkinliğe ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy ile çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen organizasyon, Filistin'de yaşanan insanlık dramına ve özellikle masum çocukların hedef alındığı şiddet sarmalına dikkat çeken mesajların öne çıktığı bir platform oldu.
Gösterimde, sanatın dünyadaki acılara karşı vicdanı harekete geçirme gücüne vurgu yapıldı. Film, izleyicileri, çatışma bölgelerinde yaşanan trajediler üzerine derin düşünmeye ve insanlığın ortak sorumluluğunu hatırlamaya davet etti.
Bakan Ersoy'tan Sanatın Vicdan Çağrısına Vurgu
Gösterimin ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından anlamlı bir paylaşım yaptı. Bakan Ersoy, filmin sinemanın hafıza, tanıklık ve vicdan çağrısı yönünü güçlü bir şekilde ortaya koyduğunu ifade etti.
Paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Sinemanın bir sanat olmanın ötesinde hafıza, tanıklık ve vicdan çağrısı olduğunu hatırlatan 'Hind Rajab'ın Sesi' filmini bu akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde izledik. Filistin'de yaşanan insanlık dramının ortasında, silahların ve korkunun arasında kalan bir çocuğun sesi, hepimizin kalbinde yankı buldu."
Bakan Ersoy, Sayın Emine Erdoğan'ın teşrifleriyle gerçekleşen gösterimin, insanlık vicdanının ortak duruşunu sergilediğini belirterek, filmin yapımında emeği geçen tüm sanatçıları tebrik etti ve sanatın barışın ve vicdanın sesi olmaya devam edeceğine olan inancını dile getirdi.
Gerçek Bir Trajediden Evrensel Bir Başyapıt
'Hind Rajab'ın Sesi', Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania imzasını taşıyan ve Tunus-Fransa ortak yapımı olan bir film. Yapım, Filistin'deki saldırılar sırasında hayatını kaybeden 6 yaşındaki Hind Rajab'ın gerçek hikayesini beyaz perdeye taşıyor.
Filmde, küçük Hind'in Filistin Kızılayı operatörleriyle yaptığı son telefon görüşmeleri, neredeyse hiç değiştirilmeden kullanılarak izleyiciye son derece dokunaklı ve gerçekçi bir anlatım sunuluyor. Bu teknik, yaşanan trajedinin boyutlarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Venedik Film Festivali'ndeki prömiyerinden sonra uzun süre ayakta alkışlanan film, aynı zamanda Tunus'un Oscar (Akademi Ödülleri) için 'En İyi Uluslararası Film' kategorisinde aday adayı olarak seçilmiş durumda. Bu durum, filmin sadece bölgesel değil, evrensel bir anlatıma ve etkiye sahip olduğunun da bir göstergesi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki bu özel gösterim, 'Hind Rajab'ın Sesi' filmini Türkiye'nin gündemine taşırken, sanatın zor zamanlarda nasıl bir vicdan ve hakikat arayışına dönüşebileceğini de bir kez daha kanıtladı. Film, dünyanın dört bir yanında izleyicileri, insanlık onuru ve barış için düşünmeye ve harekete geçmeye çağırmaya devam ediyor.
