Türkiye'nin Tarihsel Yol Haritası: Kürt Sorununun Kökenleri
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana devam eden Kürt sorunu, ülkenin en önemli siyasi meselelerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün 24 Haziran 1919'da ifade ettiği gibi, Kürtlerin Türk kardeşlerinden ayrılmayacaklarını ve bu uğurda mücadele edeceklerini beyan etmesi, sorunun temel dinamiklerini oluşturuyor.
Birinci Meclis'ten Günümüze Temsil
Tarihi veriler, Birinci Meclis'te 72 Kürt milletvekili bulunduğunu gösteriyor. Bu milletvekillerinin bölgesel dağılımı şu şekildeydi: Dersim'den 6, Hakkâri'den 2, Siverek'ten 4, Maraş'tan 5 ve Diyarbakır'dan 6 milletvekili Meclis'te temsil ediliyordu.
Cumhuriyet Dönemi: Güvercinler ve Şahinler
Cumhuriyet tarihi boyunca devlet yöneticileri Kürt sorununa iki farklı pencereden yaklaştılar. Atatürk ve son Başbakanı Celal Bayar güvercin yaklaşımını temsil ederken, İsmet İnönü ve Şükrü Kaya şahin çizgisinde yer aldı. Günümüzde de bu ikili yapı Meclis'te varlığını sürdürüyor.
Demokrat Parti ve Menderes Dönemi
14 Mayıs 1950 seçimleriyle tek parti dönemi sona erdi ve Kürt seçmenler Demokrat Parti'ye destek verdi. Celal Bayar ve Adnan Menderes döneminde Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımı benimsendi. 1950-1960 yılları arasında terör olayları yaşanmadı.
Bu dönemde Abdülmelik Fırat yaşı büyütülerek milletvekili yapıldı. Ancak 27 Mayıs 1960 darbesi bu süreci kesintiye uğrattı. Darbe döneminde Kürt siyasetçilere yönelik şiddet olayları yaşandı.
Koalisyonlar ve Demirel Dönemi
1961 seçimleriyle demokrasiye dönüş yaşandı ve Türkiye koalisyon hükümetleriyle tanıştı. Bu dönemde Devrimci Demokratik Kürt Dernekleri kuruldu ve Dicle, Fırat öğrenci yurtları faaliyete geçti.
10 Ekim 1965 seçimlerinde Adalet Partisi yüzde 52.9 oy oranıyla tek başına iktidara geldi. Süleyman Demirel başbakanlığındaki bu dönemde, Kinyas Ağa'dan Kamran İnan'a, Necmettin Cevheri'den Mehmet Bucak'a ve Ali Rıza Septioğlu'na kadar uzanan Kürt kökenli siyasetçiler Demirel'in yol arkadaşları oldu.
Ecevit ve Elçi Dönemi
9 Aralık 1973 seçimlerinde CHP birinci parti oldu ve Bülent Ecevit başbakanlığa geldi. Bu dönemde CHP'de 35 Kürt milletvekili bulunuyordu. Ecevit, Şerafettin Elçi'yi Bayındırlık Bakanı yaparak önemli bir atamaya imza attı. Elçi'nin adı bugün Şırnak Havalimanı'nda yaşatılıyor.
12 Eylül ve Özal Dönemi
12 Eylül 1980 darbesi Türkiye siyasetinde derin izler bıraktı. Başbakan Demirel ve CHP lideri Ecevit Hamzakoy'a, Erbakan ile Türkeş ise Uzunada'ya yollandı. Darbe, Kürtler üzerinde silindir gibi geçti ve hapishaneler, işkenceler, faili meçhul cinayetler bu dönemin kara lekesi oldu.
Turgut Özal döneminde ise farklı bir yaklaşım benimsendi. Kürt kökenli annesi Hafize Hanım nedeniyle Özal, Kürt sorununa daha duyarlı yaklaştı. Benim annem Kürt demekten çekinmedi ve hatta çocukken kendisine Kuyruklu Kürt dendiğini itiraf etti. Ancak ironik bir şekilde, PKK'nın doğuşu ve tırmanışı da Özal döneminde yaşandı.
Erdoğan'ın İlk Dönemleri
1991 yılında Irak'ta Saddam Hüseyin zulmünden kaçan Kürt sığınmacılar için Recep Tayyip Erdoğan, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olarak önemli bir açıklama yaptı. 30 Nisan 1991'de İstanbul'dan Güneydoğu'ya 10 kamyonluk yardım konvoyu düzenlendi. Erdoğan, Kürt sığınmacılarla her türlü yardımı yapacaklarını ve yediklerini, giydiklerini onlarla paylaşacaklarını belirtti.
Günümüzde Çözüm Arayışları
Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim 2024'te TBMM'de DEM Partililere uzattığı zeytin dalıyla başlayan süreç, günümüze kadar geldi. Bahçeli, İmralı'ya gidilmesi gerektiğini ve gerekirse kendisinin de gidebileceğini ifade etti.
Bu süreçte dört temel aktör öne çıkıyor: AK Parti, ana muhalefet CHP, ilk adımı atan MHP ve muhatap durumundaki DEM Parti. Siyasetin diyalog sanatı olduğu ve uzlaşma gerektirdiği vurgulanıyor.
Tarihten Dersler ve Gelecek Perspektifi
Tarihsel sürece baktığımızda, 3 Kasım 1922'de Dersim Milletvekili Diyap Ağa'nın düşmanların Türk-Kürt kardeşliğini bozmak için tuzak kurduğu uyarısı, 8 Aralık 1923'te Hüseyin Rauf Bey'in İngiltere'nin ayrılık çalışmalarına dikkat çekmesi önemli dönüm noktaları oldu.
2000'li yıllarda ise Cemil Çiçek, terör örgütünün arkasında 28 yabancı devletin olduğunu ve bunların bazılarının aynı ittifak içinde olduğumuz ülkeler olduğunu açıkladı.
13 Ağustos 2005'te Başbakan Erdoğan'ın Büyük devlet, güçlü millet kendisiyle yüzleşir ve Kürt sorunu benim sorunumdur açıklaması, çözümün anahtarını oluşturuyor. Bugün güçlü bir Türkiye, terörsüz bir gelecek için tam zamanı.