Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Türkiye'nin gündemindeki geçiş sürecine ilişkin önemli bir yazı kaleme aldı. Uçum, 21 Aralık 2025 tarihinde yayımlanan değerlendirmesinde, sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için tüm tarafların makul ve gerçekçi bir yaklaşım sergilemesi gerektiğinin altını çizdi.
Komisyon Raporu ve Toplumsal Rızanın Önemi
Uçum, yazısında TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun rapor oluşturma aşamasına geçtiğini hatırlattı. Bu raporun en önemli işlevinin, geçiş sürecine dair hukuk politikası yaklaşımının toplumsal rızayı güçlendirmesi olduğunu ifade etti. Komisyon raporunun sistemli içeriği ile yol gösterici olacağını belirten Uçum, raporda dinleme tespitleri, geçiş süreci hukuk politikası ve demokrasiyi geliştirme temalarının öne çıkabileceğini kaydetti.
"Demokrasi Pazarlığı Olmaz, Süreç Sınırları Aşılmamalı"
Mehmet Uçum, geçiş sürecinde bir demokrasi pazarlığı olamayacağını, böyle bir çabanın sürecin özüne aykırı olduğunu vurguladı. Geçiş süreci hukukunun, münfesih terör örgütünün aktif ve destek unsurlarına yönelik soruşturma, kovuşturma, infaz ve toplumla bütünleşme konularıyla sınırlı olduğunu aktardı. Genel hukuk başlıkları ve demokrasiyi geliştirme perspektifinin ise geçişten sonraki genel gündemin konusu olacağını belirtti.
Uçum, bu sınırların korunmasının hayati olduğunu şu sözlerle ifade etti: "Geçiş sürecini sorunsuz tamamlamanın temel şartı; geçiş süreci sınırları dışına çıkmamak ve toplumsal rızaya zarar vermemektir." Kimden gelirse gelsin her şeyi en üst perdeden önermenin toplumsal rıza zeminini tahrip edeceği uyarısında bulundu.
Tüm Taraflara Sorumluluk Çağrısı ve Net Çerçeve
Yazıda, geçiş sürecinin dil ve önerileri konusunda özellikle münfesih örgütün tüm unsurlarına ve DEM Parti temsilcilerine büyük görev düştüğü kaydedildi. Ancak asıl sorumluluğun herkes açısından makul ve gerçekçi bir perspektifle hareket etmek olduğu belirtildi.
Uçum, süreci sabote etmeye yönelik her türlü girişime karşı açık tavır alınması gerektiğini de söyledi. Durumun net olduğunu ifade ederek, 27 Şubat çağrısının bağlayıcı olduğunu ve o çerçevenin dışına çıkılmaması gerektiğini, Suriye'de ise 10 Mart mutabakatına mutlak uyum şartını hatırlattı.
Son olarak, geçiş sürecinin başarıyla tamamlanıp huzur ve güvenin kalıcı hale geldiği bir döneme geçildiğinde, Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü korunmak kaydıyla pek çok konunun tartışılabileceğini belirten Uçum, bugün ise her türlü söz ve ifadenin geçiş sürecinin ruhuna uygun olması gerektiğini vurguladı.