ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında devam eden F-35 ve F-16 savaş uçağı müzakerelerine ilişkin önemli bir zaman çerçevesi verdi. Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen bir konferansta konuşan Barrack, bu kritik savunma dosyalarının önümüzdeki 4 ila 6 ay içinde çözüme kavuşacağına inandığını ifade etti.
Yaptırımlar "Anlamsız", Türkiye Kritik Bir Müttefik
Barrack, eski Başkan Donald Trump'ın Türkiye'ye yönelik CAATSA yaptırımlarını "anlamsız" bulduğunu söyledi. Türkiye'nin savunma sanayisindeki üretim kapasitesine ve Ukrayna'ya yaptığı insansız hava aracı ihracatına dikkat çeken Büyükelçi, Türkiye'nin AB'den sonra en büyük NATO müttefiki olduğunu vurguladı. Ancak Avrupa'nın Ankara'ya yeterince saygı göstermediğini ve Türkiye'nin de AB'ye alınmak istenmediğini kaydetti.
F-35 programında Türkiye'nin önemli bir paydaş olduğunu hatırlatan Barrack, Türkiye'ye ait dört F-35 uçağının hangarda bekletildiğini ve Ankara'nın bu uçaklara erişiminin olmadığını belirtti. ABD'nin Türkiye'ye savaş uçağı satışını askıya alması nedeniyle Türkiye'nin Eurofighter Typhoon alternatifine yöneldiğine işaret etti.
Erdoğan-Trump Görüşmesi ve 6 Madde
Barrack, dönemin ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında Beyaz Saray'da gerçekleşen ikili zirveyi de değerlendirdi. Bu görüşmede 10 yıldır masada olan 6 önemli konunun ele alındığını ve bunların çoğunun çözüme kavuşturulduğunu aktardı. Çözülen konular arasında S-400 hava savunma sistemleri kriziyle ilgili iki şartın da olduğunu söyledi: işlerlik ve mülkiyet. Barrack'a göre tüm bu meseleler müzakere aşamasında ve çözüm yakın.
Enerji Koridorları ve Bölgesel İstikrar
Konuşmasında enerji konularına da değinen ABD'li diplomat, Türkiye'nin Suriye'de Esad rejiminden kurtulmada etkili olduğunu dile getirdi. Suriye-Türkiye ve Türkiye-Azerbaycan enerji koridorlarının gelecek için son derece faydalı olacağını vurguladı. Ayrıca, Türkiye ile ABD arasında imzalanan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) anlaşmasının önemine dikkat çekerek, bu alandaki işbirliğinin daha da kritik hale geldiğini ifade etti.
Barrack, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecine de değinerek, bunun Türkiye ile Ermenistan arasında sınırların açılması umudunu doğurduğunu kaydetti. İsrail konusunda ise Başbakan Binyamin Netanyahu'nun "Büyük İsrail" gibi bir felsefesi olmadığını, İsrail'in kendini sıkışmış hissettiğini ve refah ve ticaret yoluyla ilerleme kaydedilebileceğini öne sürdü.
Son olarak, küresel rekabet ortamında uzun vadeli düşünen rakiplerle (Çin ve Rusya) mücadele edildiğini hatırlatan Barrack, Türkiye gibi bir NATO müttefikinin en iyi teçhizata sahip olması gerektiğini, Avrupa'nın bu konudaki çekincelerini ise "delilik" olarak nitelendirdi. İlişkilerin sağlam olduğunu ve tarafların yükümlülüklerini yerine getirdiğini sözlerine ekledi.