Almanya'nın Çifte Standardı: İsrail'e Destek, Libya'lı Zanlıya Hukuk
Almanya'nın UCM'deki Çifte Standardı Ortaya Çıktı

Almanya'nın uluslararası hukuk konusundaki tutumu, son gelişmelerle birlikte çifte standart iddialarının odağına yerleşti. Ülke, bir yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve bazı bakanları hakkındaki tutuklama kararına şiddetle karşı çıkarken, diğer yandan Libya'dan bir zanlıyı aynı mahkemeye teslim etti.

Netanyahu Kararına Tepki, Libya Zanlısına İşbirliği

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı, Filistin'de olası savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarmak için yargıçlardan onay istedi. Almanya, bu gelişmeye sert tepki gösterdi ve mahkemenin yetkisini sorgulayan açıklamalar yaptı.

Ancak çok geçmeden, Almanya'nın farklı bir davranışı gözler önüne serildi. Alman makamları, Libya'da iç savaş sırasında işlenen ağır insan hakları ihlalleri ile suçlanan Haled Muhamed Ali Al Hishri isimli bir zanlıyı tutukladı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim ettiğini resmen duyurdu.

Almanya Dışişleri'ne "Çifte Standart" Tepkisi

Almanya'nın bu tutumu, sosyal medya ve çeşitli platformlarda hızlıca tepki topladı. Birçok kullanıcı ve insan hakları savunucusu, Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın resmi hesaplarına yönelik eleştirilerini iletti. Tepkilerin odak noktası, "İsrailli savaş suçluları konusunda ise çok farklı bir tutum sergiliyorsunuz" ifadesi oldu.

Bu durum, uluslararası hukukun tarafsız ve eşit şekilde uygulanması gerektiği ilkesini tartışmaya açtı. Eleştirmenler, Almanya'nın siyasi ve diplomatik ilişkilerine göre seçici bir adalet anlayışı benimsediğini öne sürüyor.

Uluslararası Hukukta Eşitlik İlkesi Sorgulanıyor

Yaşananlar, güçlü devletlerin uluslararası kurumlar karşısındaki tutumunun çelişkilerini bir kez daha ortaya koydu. Almanya'nın Libya'lı bir zanlı konusunda UCM ile tam işbirliği yaparken, İsrail liderleri söz konusu olduğunda mahkemeyi "yaylım ateşine tutması", hukukun üstünlüğü ilkesinin evrensel uygulanışı hakkında ciddi soru işaretleri doğurdu.

Uzmanlar, bu tür çifte standart uygulamalarının, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin meşruiyetine ve dünya genelinde adalet arayışına zarar verdiğini vurguluyor. Olay, uluslararası ilişkilerde hukukun siyasetin gölgesinde kalma riskini bir kez daha hatırlattı.