Ateşkese Rağmen İsrail Saldırıları: Yater'de Hizbullah Hedef Alındı
Ateşkes İhlali: İsrail Lübnan'da Saldırdı

İsrail, Lübnan ile Kasım 2024'te varılan ateşkes anlaşmasına rağmen güney Lübnan'daki askeri operasyonlarını sürdürüyor. Son olarak sınır bölgesindeki Yater beldesi, İsrail ordusunun hava saldırılarına maruz kaldı.

Yater'de İki Ayrı Hava Saldırısı

Lübnan basınında yer alan ilk haberlere göre, Yater beldesinde bir araç, İsrail'e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından hedef alındı. Saldırıya ilişkin Lübnan makamlarından resmi bir açıklama gelmezken, İsrail ordusu konuya ilişkin bir bildirim yayınladı.

İsrail ordusunun yaptığı açıklamada, Yater beldesine iki ayrı hava saldırısı düzenlendiği teyit edildi. Askeri sözcü, bu saldırılarda Hizbullah mensuplarının hedef alındığını ileri sürdü. Saldırıların, Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkes anlaşması sonrasında gerçekleşmesi dikkat çekti.

Ateşkes İhlallerinde Can Kaybı Artıyor

İki ülke arasında 27 Kasım 2024'te sağlanan ateşkese rağmen, İsrail'in anlaşmayı binlerce kez ihlal ettiği rapor edilmişti. Lübnan Sağlık Bakanlığı'nın verileri, ihlallerin bedelini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bakanlığın açıklamasına göre, 27 Kasım 2024 ile 20 Kasım 2025 tarihleri arasında İsrail saldırılarında 331 kişi hayatını kaybetti, 945 kişi ise yaralandı. Bu rakamlar, ateşkesin fiilen tam olarak uygulanmadığını gösteriyor.

İşgal ve Savaşın Ağır Mirası

Yaşanan son olay, bölgedeki gerilimin kökenlerini bir kez daha hatırlattı. İsrail, Ekim 2023'te Lübnan'a yönelik saldırıları başlatmış, Eylül 2024'te bu çatışmalar geniş çaplı bir savaşa dönüşmüştü. Bu savaş sürecinde:

  • 4 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
  • Yaklaşık 17 bin kişi yaralandı.

Ateşkes ilanına rağmen İsrail, 8 Ekim 2023'ten sonra ele geçirdiği Lübnan'a ait 5 tepeyi hala işgal altında tutuyor. Ayrıca, onlarca yıldır kontrolünde bulundurduğu bazı sınır bölgelerindeki askeri varlığını da sürdürüyor.

Son saldırı, bölgede kırılgan bir şekilde devam eden ateşkesin geleceği hakkında yeni soru işaretleri doğurdu. Taraflar arasındaki güven eksikliği ve işgalin devam etmesi, kalıcı bir barışın önündeki en büyük engeller olarak öne çıkıyor.