Hafıza'nın Batı'nın Kârı Bitti: Terörsüz Türkiye Neden Mümkün?
Hafıza'nın 104. Bölümü: Terörsüz Türkiye Mümkün mü?

Yeni Şafak TV'de yayınlanan ve sunuculuğunu Mehmet Acet'in üstlendiği 'Hafıza' programının 104. bölümü, Türkiye'nin terörle mücadelesindeki dönüm noktasını ele aldı. Programda, 'Batı'nın Kârı Bitti: Terörsüz Türkiye Neden Mümkün?' başlığı altında, uzun yıllardır bölge üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılan terör örgütlerinin destek mekanizmalarının çöküşü ve bunun Türkiye'ye yansımaları derinlemesine irdelendi.

Batı'nın Terör Üzerinden Kâr Döngüsü Sona Erdi

Programın ana eksenini, Batılı güçlerin terör örgütlerini bölgesel çıkarları için bir araç olarak kullanma ve bu durumdan siyasi-ekonomik kâr elde etme stratejisinin artık işlemez hale gelmesi oluşturdu. Analizlere göre, Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlar ve etkin istihbarat faaliyetleri, bu örgütlerin hem askeri kapasitesini hem de meşruiyet zeminini büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Bu durum, terörü bir koz olarak elinde tutmak isteyenlerin 'kâr' modelini temelden sarstı.

Mehmet Acet, program boyunca konuklarıyla birlikte, terörün bir araç olmaktan çıkarılmasının sadece askeri bir başarı olmadığını, aynı zamanda diplomatik ve psikolojik bir zafer olduğunu vurguladı. Türk güvenlik birimlerinin elde ettiği başarıların, terör örgütlerine verilen dış desteğin maliyetini katlanılmaz hale getirdiği ve bu nedenle destekçilerin geri adım atmak zorunda kaldığı görüşü öne çıktı.

Terörsüz Bir Gelecek İçin Atılan Adımlar

'Hafıza' programının bu bölümünde, terörsüz bir Türkiye hedefinin nasıl gerçekleştirilebileceğine dair çok boyutlu bir değerlendirme yapıldı. Bu hedefin mümkün olmasının ardında yatan temel nedenler şu şekilde sıralandı:

Birincisi, Türkiye'nin terörle mücadelede artık tamamen proaktif bir strateji izlemesi. Bekleme ve savunma pozisyonundan, tehdidin kaynağına yönelik operasyonlar düzenleyen bir anlayışa geçilmesi, dengeleri değiştirdi.

İkincisi, uluslararası kamuoyunda terör örgütlerine bakışın değişmesi. PKK/YPG ve DEAŞ gibi yapıların gerçek yüzünün daha net anlaşılması, onlara verilen desteğin meşruiyetini kaybetmesine yol açtı.

Üçüncü ve belki de en önemli neden ise, Türk halkının terör karşısındaki kararlı ve birlik içindeki duruşu. Toplumun her kesiminin terörle mücadele konusunda gösterdiği dayanışma, bu mücadelenin en büyük moral kaynağı oldu.

Yeni Dönem: İstikrar ve Kalkınma Fırsatı

Programda, terör tehdidinin büyük ölçüde bertaraf edilmesiyle birlikte Türkiye'nin önüne yeni fırsatların çıktığı da vurgulandı. Güvenlik kaygılarının azalması, enerjinin ve kaynakların ülkenin ekonomik kalkınmasına, altyapı projelerine ve sosyal refahın artırılmasına daha fazla kanalize edilebilmesi anlamına geliyor.

Ayrıca, bölgesel istikrarın sağlanmasında Türkiye'nin rolünün daha da güçleneceği öngörüldü. Terörün gölgesinden kurtulan bir coğrafyada, ticaret yollarının canlanması, komşu ülkelerle ilişkilerin normalleşmesi ve bölgesel iş birliği projelerinin hız kazanması bekleniyor.

Mehmet Acet'in sunduğu 'Hafıza'nın 104. bölümü, sadece geçmişi anlamak için değil, aynı zamanda terörsüz, daha güvenli ve müreffeh bir geleceğin inşası için atılan adımları görmek açısından da kritik bir analiz sunuyor. Program, Türkiye'nin bu zorlu mücadeleden elde ettiği kazanımların kalıcı olması ve yeni nesillere barış içinde bir ülke bırakılması umudunu pekiştiriyor.