Birleşmiş Milletler (BM), işgal altındaki Batı Şeria'da İsrailli yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırılarının endişe verici bir hızla devam ettiğini duyurdu. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, yaptığı açıklamada, bu yıl içinde günde ortalama 5 saldırının kayıtlara geçtiğini belirterek İsrail'i uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı.
Rakamlar Endişe Verici Boyutta
Stephane Dujarric, 5 Aralık 2025 tarihinde düzenlediği günlük basın toplantısında kamuoyuyla paylaştığı verilerde, durumun vahametini gözler önüne serdi. Dujarric'in açıklamasına göre, 2025 yılı başından bu yana Batı Şeria'da 270'ten fazla farklı yerleşim yerinde, İsrailli yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen ve can kaybı ya da mal hasarıyla sonuçlanan toplam saldırı sayısı 1680'e ulaştı. Bu rakam, hesaplandığında günde ortalama 5 saldırıya denk geliyor ve şiddet eylemlerinin "hız kesmeden" sürdüğünü ortaya koyuyor.
BM'den İsrail'e Sert Uyarı ve Yükümlülük Hatırlatması
BM Sözcüsü, bu istatistiklerin ardından İsrail'e yönelik uluslararası hukuk temelli sert bir uyarıda bulundu. Dujarric, "İşgalci güç olarak İsrail, uluslararası insani ve insan hakları hukukuna uygun olarak Batı Şeria'da sivilleri korumak, kamu düzenini ve güvenliğini sağlamakla yasal olarak yükümlüdür" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, İsrail'in işgal altında tuttuğu topraklardaki sorumluluklarını bir kez daha hatırlatma niteliği taşıyor.
Askeri Operasyonlar ve Yaygın Etkiler
Dujarric, açıklamasının devamında İsrail güçlerinin Batı Şeria'nın kuzey bölgesindeki askeri faaliyetlerini artırmasına da dikkat çekti. Bu operasyonların Filistinli siviller üzerinde yarattığı ağır sonuçları sıralayan Dujarric, yeni yerinden edilmeler, hareket özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar, okulların kapatılması ve temel hizmetlerde kesintiler gibi problemleri işaret etti. BM Sözcüsü, sadece kuzey bölgesinde genişletilen operasyonlardan 95 binden fazla Filistinlinin olumsuz etkilendiğinin altını çizdi.
Sonuç olarak, Birleşmiş Milletler'in güncel verileri, Batı Şeria'daki gerilim ve şiddet ortamının kronik bir hal aldığını ve sivillerin güvenliğinin ciddi risk altında olduğunu gösteriyor. Uluslararası topluma düşen, insani hukukun korunması ve bölgede kalıcı barışın tesisi için somut adımların atılması yönünde çağrıları sürdürmek olacak.