Gazeteci Yahya Barrak, İsrail Saldırısında Hayatını Kaybetti: Savaşın Gölgesinde Basın Şehidi
Gazeteci Yahya Barrak İsrail Saldırısında Öldü

Acı haber yine Gazze'den geldi. İsrail ordusunun düzenlediği saldırıda Filistinli gazeteci Yahya Barrak hayatını kaybetti. Olay, Gazze Şeridi'nde gerçekleşti - orası ki, son ayların en kanlı çatışmalarına sahne olan bir bölge.

Barrak'ın meslektaşları, onun son anlarını anlatırken sesleri titriyor. "Yahya, her zaman en zor koşullarda bile haberi halka ulaştırmanın peşindeydi" diyor bir arkadaşı. Gerçekten de, savaş muhabirliğinin o tehlikeli dünyasında, her an ölümle burun buruna çalışıyor bu insanlar.

Uluslararası Tepkiler Büyüyor

Dünya basın kuruluşları bir kez daha isyan ediyor. Çünkü bu, Filistin'de hayatını kaybeden kaçıncı gazeteci acaba? Kimse tam sayıyı bilmiyor artık. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, olayı "korkunç bir trajedi" olarak nitelendirirken, insan hakları örgütleri İsrail'i sivillere yönelik saldırılar konusunda uyarıyor.

Aslında mesele sadece bir gazetecinin ölümü değil. Bu, bir sesin susturulması. Halkının yaşadıklarını dünyaya duyurmaya çalışan bir kahramanın kaybı. Gazze'deki insanlar, "Bizim gözümüz, kulağımızdı Yahya" diye ağlıyor.

Tehlikeli Görev: Savaş Muhabirliği

Savaş bölgelerinde gazetecilik yapmak - kim ister ki bunu? Ama birileri yapmak zorunda. Yahya Barrak da o cesur insanlardan biriydi. Her sabah evden çıkarken, "Acaba bu son olur mu?" diye düşünüyor muydu? Bunu asla bilemeyeceğiz.

Gazeteciler için durum giderek kötüleşiyor. Özellikle Filistin'de... Son bir yılda onlarca meslektaşımızı kaybettik. Kimi İsrail saldırılarında, kimi bilinmeyen koşullarda. Ve dünya seyrediyor. Sadece seyrediyor.

Peki ya çözüm? Uluslararası toplum ne yapıyor? BM ne yapıyor? Sorular havada uçuşuyor ama cevaplar gelmiyor. Gelmiyor işte.

Yarın Başka Kimler Kaybolacak?

Yahya Barrak'ın ailesi şu an ne yapıyor? Belki eşi, onun son kahvaltısını hazırladığı mutfakta ağlıyordur. Belki çocukları, babalarının bir daha asla dönmeyeceğini anlamaya çalışıyordur. Bu insani boyutu unutmamalıyız.

Gazze'de gazetecilik yapmak - bu, ölümle dans etmek gibi bir şey. Her an patlama, her an saldırı, her an son... Ama bu insanlar vazgeçmiyor. Çünkü gerçeğin peşindeler. Tıpkı Yahya'nın yaptığı gibi.

Yarın başka bir gazeteci daha kaybolabilir. Belki de yarın ben... ya da sen... Kim bilebilir? Bu korkunç gerçekle yaşamak zorunda hepimiz.

Yahya Barrak'ın mesleki mirası ise yaşayacak. Onun gibi cesur gazeteciler, dünyanın dört bir yanında hakikati anlatmaya devam edecek. Bu umut, belki de tek tesellimiz.