Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), vatandaşların nüfus kayıtları üzerinden yaptığı bir analizle uzun süredir merak edilen bir soruya yanıt verdi. Resmi nüfus sayımları, insanların ikamet ettikleri illeri gösterirken, kütük bilgileri ise kişilerin aslen nereli olduğunu ortaya koyuyor. Peki, herkes doğduğu yerde, yani memleketinde yaşıyor olsaydı, Türkiye'nin nüfus haritası nasıl görünürdü? İşte bu ilginç sorunun cevabı ve şaşırtıcı sonuçlar...
Resmi Rakamlar ve Asli Nüfus Arasındaki Fark
2024 yılı verilerine göre, 15 milyon 701 bin 602 kişiyle İstanbul, Türkiye'nin en kalabalık ili konumunda. Ancak bu rakam, şehre sonradan göç eden milyonları da içeriyor. Kütük sistemine, yani kişilerin nüfusa kayıtlı olduğu asıl memleketlerine bakıldığında ise tablo önemli ölçüde değişiyor. Bu analiz, göç hareketliliğinin Türkiye demografisi üzerindeki çarpıcı etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Türkiye'nin Asli Nüfus Sıralaması: İlk 10 İl
Herkesin kendi memleketinde yaşadığı varsayımıyla oluşturulan listede, geleneksel olarak büyük göç veren bazı iller ön plana çıkıyor. İşte TÜİK'in kütük verilerine dayanarak ortaya çıkan, Türkiye'nin asli nüfus sıralamasından dikkat çeken başlıklar:
Listede onuncu sırada, 1 milyon 826 bin 285 asli nüfusuyla Bursa yer alıyor. Bursa, sanayisi ve ekonomik dinamikleriyle göç alan bir il olmasının yanı sıra, kayıtlarda önemli bir asli nüfusa da sahip.
Dokuzuncu sırada ise 1 milyon 893 bin 946 kişiyle Erzurum bulunuyor. Doğu Anadolu'nun bu köklü şehri, geniş coğrafyası ve tarihinden gelen büyük nüfus potansiyeliyle dikkat çekiyor.
Listenin daha üst sıralarında, genellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinden, yoğun göç vermiş olan illerin yer aldığı görülüyor. Bu durum, Türkiye'deki iç göçün boyutunu ve hangi bölgelerin nüfus kaybettiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük metropoller, bu listede resmi nüfuslarının çok altında bir sıralamaya sahip oluyor.
Göçün Demografik Yüzü ve Sonuçları
Bu veriler, Türkiye'nin sosyolojik ve ekonomik yapısını anlamak açısından büyük önem taşıyor. Asli nüfusu yüksek olan illerin, genellikle iş olanakları ve ekonomik nedenlerle dışarıya göç veren bölgeler olduğu gözlemleniyor. Diğer yandan, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerin ise bu listedeki sıralarının, barındırdıkları gerçek nüfusun çok altında kalması, bu şehirlerin ne denli büyük bir göç çekim merkezi olduğunu kanıtlıyor.
Sonuç olarak, TÜİK'in bu analizi, sadece bir nüfus sıralamasından ibaret değil. Aynı zamanda, Türkiye'nin son yarım asırdır yaşadığı büyük demografik dönüşümün, şehirleşme hareketinin ve bunun toplum yapısına etkilerinin bir özeti niteliğinde. Herkesin memleketinde yaşadığı bir senaryoda ortaya çıkacak olan bu alternatif Türkiye haritası, mevcut dengeleri ve geçmişten gelen nüfus potansiyelini anlamak için önemli bir veri sunuyor.
