Tamam, itiraf edelim - kimse Gençlerbirliği'nin bu hafta böyle bir performans sergileyeceğini tahmin etmemişti. Ama işte oldu! Takım, sahadan tam anlamıyla 'fırtına gibi' ayrıldı.
Basın Sözcüsü Aykut Çakmaklı, o telefondan sesinin titrediğini hissedebiliyordunuz adeta. "Biz bu akşam sahada sadece futbol oynamadık" diyordu, "bir mesaj verdik." Ve nasıl bir mesaj!
Oyunun Kalbinde Ne Vardı?
İlk yarı... Ah, o ilk yarı! Sanki takım sahaya 'biz buradayız' demek için çıkmıştı. Pas trafiği öyle akıcıydı ki, adeta bir senfoni orkestrası gibiydiler. Top bir oyuncudan diğerine geçerken, seyirci nefesini tutuyordu.
Çakmaklı'nın dediği gibi: "Oyuncularım sahada birbirlerini o kadar iyi anlıyorlardı ki... Bazen antrenmanda bile bu kimyayı yakalamak zor olabiliyor."
Dönüm Noktası
Maçın 67. dakikası. İşte o an! Sanki her şey dondu. Top ağlarla buluştuğunda, stadyumda kopan fırtınayı tahmin edebilirsiniz. Çakmaklı bu anı "sezonun belki de en önemli 10 saniyesi" olarak nitelendiriyor - ki bence hiç de abartmıyor.
Peki ya savunma? Onlardan bahsetmezsek olmaz. Rakip forvetler o kadar sıkıştırıldı ki, ne yapacaklarını şaşırdılar. Adeta bir duvara çarpmış gibiydiler!
Çakmaklı'nın Gözünden
Aykut Bey'in analizi gerçekten dikkat çekici: "Bugün oynadığımız futbol, bizim kim olduğumuzu gösterdi. Sadece skor değil, oyunun kalitesi de mükemmeldi."
Ve şu sözler kulaklarda çınlıyor: "Taraftarımız bu akşam gerçekten 12. oyuncumuzdu. Onların enerjisi, oyuncularımıza kanat taktı."
Sonuç olarak? Bu 3 puan sadece bir galibiyetten çok daha fazlası. Takımın moralini yerine getiren, özgüvenini tazeleyen bir zafer. Çakmaklı'nın da dediği gibi: "Yol haritamız belli. Aynı ruhla devam edeceğiz."
Bence ligde yeni bir güç uyanıyor. Ve bu, sadece başlangıç!