Diyarbakır'ın Kocaköy ilçesinde yer alan ve halk arasında 'Mantar Kaya' veya 'Kalkan Kaya' olarak bilinen ilginç oluşum, bilim insanlarını heyecanlandırıyor. İnce bir sütun üzerinde dengeli duran devasa kaya kütlesi, araştırmalara göre milyonlarca yıllık bir geçmişe ve buzul çağı izlerine sahip.
Milyonlarca Yıllık Jeolojik Sürecin Eseri
Antropolog Naci Akdemir, yapıyı değerlendirirken, bulunduğu arazinin sediment tortulu kaya kütlelerinden oluştuğunu açıkladı. Akdemir, bölgenin oluşum sürecinin 250-300 milyon yıl önce, Afrika-Arabistan plakasının Avrasya'yı kuzeye doğru itmesiyle başladığını belirtti. Bu hareketin günümüzde de devam ettiğini ve yılda yaklaşık 10-15 milimetre kuzeye doğru ilerlediğini, bunun da tırnak büyüme hızına denk geldiğini ifade etti.
"Şeytan Masası" Olarak Bilinen Nadir Bir Örnek
Antropolog Akdemir, söz konusu kayayı coğrafyacıların 'şeytan masası' veya 'mantar kayası' dediği oluşumların tipik ve en güzel örneklerinden biri olarak nitelendirdi. Genellikle su ve rüzgar aşındırmasıyla oluşan bu yapılar için Akdemir, farklı bir teori öne sürdü. Çevrede su aşındırmasını hatırlatacak bir dere veya akış çizgisi bulunmamasından yola çıkarak, bu oluşumun buzul aşındırması neticesinde meydana geldiği kanaatinde olduğunu vurguladı.
"Ben, bu oluşumu buzul çağından kalma bir yapı olarak görüyorum" diyen Akdemir, kayayı Kocaköy'ün en önemli simgelerinden biri olarak tanımladı. Savaş aleti kalkana benzetildiği için 'Kalkan Kaya' olarak da anılan yapının, yaklaşık 5-6 milyon yıl önce bugünkü halini aldığı düşünülüyor.
Tetis Denizi'nin Kalıntıları Arasında
Akdemir, oluşum dönemine ilişkin önemli bir jeolojik bağlama da dikkat çekti. Süreç boyunca, bugünkü Afrika-Arabistan ile Avrasya arasında, Atlas Okyanusu'nu Hint Okyanusu'na bağlayan bir Tetis Denizi bulunduğunu, Akdeniz'in ise bu kadim denizin kalıntısı olduğunu söyledi. Bu bilgi, kayanın oluştuğu coğrafyanın ne denli köklü bir değişimden geçtiğini gözler önüne seriyor.
Kocaköy ilçe merkezine yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta bulunan Mantar Kaya, benzersiz görüntüsü ve muazzam jeolojik hikayesi ile hem bilim dünyasının hem de doğa meraklılarının ilgisini çekmeye devam ediyor. Yıllara meydan okuyan bu anıt, Dünya'nın derin geçmişine açılan sessiz bir pencere olarak varlığını sürdürüyor.