Türkiye'de Nüfus Krizi: Doğurganlık Rekor Düşüşte, 25 Milyona Gerileyebilir
Nüfus Alarmı: Türkiye 25 Milyona Gerileyebilir

Türkiye, demografik yapısında derin bir dönüşümün eşiğinde. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın verileri ve uzman projeksiyonları, ülkenin hızla yaşlanan ve küçülen bir nüfus profiline doğru ilerlediğini ortaya koyuyor. Doğurganlık hızındaki sert düşüş, evlilik ve anne olma yaşının yükselmesi bu değişimin ana itici güçleri olarak öne çıkıyor. Önlem alınmaması durumunda, Türkiye nüfusunun gelecekte 25 milyon seviyelerine kadar gerileyebileceği uyarısı yapılıyor.

Doğurganlık Hızında Tarihi Çöküş

Son veriler, Türkiye'deki doğurganlık eğilimlerinin alarm verici boyutlara ulaştığını gösteriyor. 2001 yılında kadın başına 2,38 olan doğurganlık hızı, 2024 itibarıyla 1,48'e geriledi. Bu rakam, nüfusun kendini yenilemesi için gereken 2,10 eşiğinin oldukça altında kalıyor. Aynı dönemde, yıllık doğum sayısı da yaklaşık 1 milyon 323 binden 937 bine düşerek ciddi bir azalma kaydetti.

Sosyal Değişim ve Demografik Sonuçlar

Doğurganlıktaki düşüşün arka planında toplumsal yapıdaki köklü değişimler yer alıyor. Evlilik ve anne olma yaşı giderek yükselirken, hanelerin yapısı da dönüşüyor. İstatistiklere göre, hanelerin yarısından fazlası artık çocuksuz. Bu eğilimler, genç ve dinamik nüfus oranının azalmasına, buna karşılık yaşlı nüfusun payının artmasına yol açarak, sosyal güvenlik sistemleri, işgücü piyasası ve ekonomik büyüme üzerinde uzun vadeli baskılar oluşturma riski taşıyor.

İl İl Nüfus Dağılımı ve Gelecek Projeksiyonları

Nüfus dinamikleri ülke genelinde homojen dağılmıyor. Bazı büyük metropoller nüfus yoğunluğunu korurken, diğer bölgelerde göç ve düşük doğum oranları nedeniyle farklı tablolar ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar, mevcut trendlerin devam etmesi halinde, Türkiye nüfusunun belirli bir tarihte 25 milyon gibi kritik bir seviyeye gerileyebileceğini öngörüyor. Bu senaryo, ülkenin ekonomik ve sosyal planlamasını kökten etkileyecek bir demografik daralmaya işaret ediyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın çalışmaları, bu gidişatı tersine çevirmek için politika önerileri üzerinde yoğunlaşıyor. Ancak, demografik değişimlerin yavaş ilerleyen ve etkileri uzun vadede hissedilen bir süreç olması, acil ve etkili tedbirler alınması gerekliliğini daha da önemli hale getiriyor. Türkiye, nüfusunu geleceğe taşıyacak dengeleri şimdiden kurmak zorunda.