Besin alerjileri, özellikle çocuklarda sık görülmesine rağmen, başka rahatsızlıklarla karıştırılabiliyor. Uzmanlar, yanlış teşhis, dikkatsiz beslenme veya gizli alerjenlerin gözden kaçmasının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Görünüşte küçük olan hatalar, bazen hayatı tehdit eden ağır alerjik reaksiyonlara dönüşebiliyor. Bu nedenle konu hakkında bilinçli olmak büyük önem taşıyor.
Besin Alerjisi Nedir ve Ne Sıklıkta Görülür?
Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Akelma, besin alerjisini, tüketilen bir gıdaya karşı vücudun verdiği anormal bir bağışıklık sistemi tepkisi olarak tanımlıyor. Normalde besinler herhangi bir reaksiyona neden olmazken, bazı bireylerde çeşitli klinik belirtilere yol açması durumuna besin alerjisi deniyor.
Prof. Dr. Akelma, çocukluk çağında besin alerjisi görülme sıklığının toplumda yüzde 5 ile 10 arasında değiştiğini belirtiyor. Bu alerjilerin bir kısmı çocuk büyüdükçe kaybolurken, bir bölümü ise kalıcı olabiliyor. Teorik olarak tüm besinler alerjik reaksiyona neden olabilse de, bazıları daha yaygın olarak karşımıza çıkıyor.
En Yaygın Alerjenler ve Belirtiler Nelerdir?
Çocukluk döneminde en sık karşılaşılan alerjenler arasında inek sütü proteini, yumurta, buğday, yer fıstığı, ağaç kuruyemişleri (fındık, ceviz vb.), balık ve kabuklu deniz ürünleri yer alıyor. Belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor.
Bağırsak sistemini ilgilendiren bulantı, kusma, ishal veya kanlı dışkı gibi semptomlar görülebiliyor. Bunun yanı sıra, ciltte döküntü, kızarıklık ve kaşıntı da sık rastlanan belirtiler arasında. Daha ciddi vakalarda ise nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü, şok ve bayılma ile seyredebilen, hayati risk taşıyan anafilaktik reaksiyonlar gelişebiliyor.
Yanlış Teşhis ve Gizli Alerjen Tehlikesi
Prof. Dr. Akelma, besin tüketimi sonrası ortaya çıkan her belirtinin hemen alerji olarak yorumlanmaması gerektiğinin altını çiziyor. Laktoz intoleransı, gıda zehirlenmesi veya bozulmuş besin tüketimi gibi durumlar besin alerjisi ile karıştırılabiliyor.
Yapılan araştırmalar, çocukluk çağında yüzde 30'lara varan oranda şüphelenilen besin alerjisi vakalarının, doğru testlerle teyit edilme oranının yüzde 5-6'ya düştüğünü gösteriyor. Gereksiz yere konulan bir alerji teşhisi, çocuğun gereksiz diyetlere sokulmasına ve beslenme bozukluklarına yol açabiliyor. Bu nedenle doğru tanı büyük önem taşıyor.
Bir diğer kritik tehlike ise gizli alerjenler. Örneğin yumurta alerjisi olan bir kişi, doğrudan yumurta yemekten kaçınsa da, yumurtanın içine girdiği birçok hazır gıda, sos, marinasyon veya ortak kullanılan mutfak eşyalarındaki eser miktarlar risk oluşturabiliyor. Bu noktada besin etiketlerini dikkatle okumak hayati derecede önem kazanıyor.
Prof. Dr. Akelma, besin alerjisi olan bireylerin tüketecekleri ürünlerin etiketlerini mutlaka incelemesi, içeriğinden emin olunmayan hiçbir gıdayı tüketmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Küçük bir dikkatsizliğin büyük sonuçlar doğurabileceği unutulmamalı.