Kayseri'de yaşayan 48 yaşındaki Engin Akbadal, yaklaşık 12 yıl önce başlayan ve halk arasında 'fil hastalığı' olarak bilinen lenfödem nedeniyle hayatı tamamen değişti. Zamanla 300 kiloya ulaşan ve 5 yıldır evinden çıkamaz hale gelen Akbadal'ın tek hayali, yeniden sağlığına kavuşup eşiyle birlikte sokağa çıkabilmek.
12 Yıllık Mücadele ve Yatağa Bağımlı Yaşam
Engin Akbadal'ın sağlık sorunları 2014 yılında aniden başladı. Durumu nedeniyle işine devam edemeyen Akbadal'a ilk başvurduğu hastanelerde teşhis konulamadı. Bir süre sonra hastalığının, lenfatik sistemin tıkanması sonucu vücutta aşırı sıvı birikmesine yol açan lenfödem (fil hastalığı) olduğu anlaşıldı.
Akbadal, hastalığın kendisinde hızlı ilerlediğini belirterek, "Aşama aşama gelişiyor. Önce şişiyor sonra yatağa düşürüyor. Her hastalandığımda bir aşama ileri çıkıyor" diye konuştu. Hastalık nedeniyle 5 yıldır evinden çıkamayan ve yatağa bağımlı hale gelen Akbadal'ın kilosu 300'ü aştı. Tek bacağının 120-130 kilo olduğunu ifade eden Akbadal, bunun sadece kilo problemi olmadığını, dolaşım sistemiyle ilgili bir hastalık olduğunu vurguladı.
Bir Işık Göründü: Tedavi Mümkün Ama Maliyet Yüksek
Uzun yıllar umut arayan Engin Akbadal için sonunda bir ışık belirdi. Bir doktorun kendisine ulaşılması halinde tedavi edebileceğini söylediğini aktaran Akbadal, "12 sene sonra bir ışık belirdi" ifadelerini kullandı. Ancak bu tedavinin önünde büyük bir engel var: 12 milyon Türk Lirası tutarındaki maliyet.
Akbadal, yardım kampanyası için valiliğe başvurduklarını ancak onay alamadıklarını söyledi. Sosyal medya üzerinden yardım toplamayı planladıklarını belirten Akbadal, "Bu paraya kendi başıma ulaşmam çok zor. Ümitsizliğe de kapılmıştım. 'Ben bu parayı bulamam. Bu hastalık da benimle beraber gider' diyordum. Arkadaşım, 'Memlekette çok iyi insan var. Damlaya damlaya göl olur' dedi" şeklinde konuştu.
En Büyük Destekçisi Eşi, En Büyük Hayali Özgürlük
Engin Akbadal, bu zorlu süreçte en büyük dayanağının eşi olduğunu söylüyor. "Ben eşimi düşünmekten ziyade, o beni düşünüyor. En büyük yardımcım o. Ümitsizliğe düştüğümde beni silkeleyip, kendime getiren de o" diyen Akbadal, çocuklarının da durumunun farkında olduğunu ancak kendisine belli etmemeye çalıştıklarını anlattı.
Günlerini evde televizyon izleyerek, telefona bakarak ve camdan dışarıyı seyrederek geçiren Akbadal'ın en büyük özlemi ise basit özgürlükler. "Eşimle kol kola girip, caddede gezmek isterim. En azından bir yere gidip arkadaşlarımla sohbet etmeyi, çay, kahve içmeyi, kendi kafama göre gezmeyi çok isterim" diyerek hayallerini paylaştı.
Akbadal, tavandaki bir vinç yardımıyla bacaklarının kaldırılabildiğini, en son çare olarak bu vinci yaptırmak zorunda kaldığını belirterek, "Bu zamana kadar kimseden bir şey istemedim ama şimdi en son çare olarak istemek zorunda kaldım. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin" diye ekledi.